Anket

Merhaba, Şimdiye kadar bloglarımda ankete pek yer vermemiştim ama bu blogdaki müzikleri dinliyor musunuz çok merak ediyorum. Onun için bir anket yapma gereği duydum. Bakalım ne sonuç çıkacak?

Alice Harikalar Keki ve Milo Greene

 

Bu hafta kendi kendime keşfettiğim iki şey. Biri Alice keki, diğeri Milo Greene.

Alice kekini gingerbread yaparken keşfettim. Gingerbread'ım tam istediğim gibi olmasa da bir fikir verdi.
Aslında klasik kek hamuru. Ama Yemekler ve Müziklerde klasik kek yoktu zaten.

İçindekiler; 
4 yumurta
1 su bardağı şeker. 
yarım su bardağı pekmez
1 su bardağı sıvı yağ
3 su bardağı un
kabartma tozu, vanilya
1 çay kaşığı zencefil
1 tatlı kaşığı tarçın
göz kararı üzüm ve ceviz (ben ikişer liralık alıyorum kek için) 
1 çay kaşığı üstüne buğday ruşeymi

şekerle yumurtayı çırpıp diğer malzemeleri ekliyoruz, en son ceviz ve üzümü koyup üstüme buğday ruşeymini serpip düşük derecede pişiriyoruz.
içindeki, zencefil ve tarçının über süper kokusunu söylememe gerek yok sanırım.

Milo Greene grubunu Hart Of Dixie  sayesinde keşfettim. Whats The Matter şarkısını hemen arattım tabii. Aslında sıkı Supernatural izleyicileri sekizinci sezon şarkılarında  da olduğunu bilir.

Sonra diğer şarkıları, neymiş bu grup derken tüm iki günüm Milo Greene oldu.
Los Angeles'lı bir grupmuş ve NBA oyuncusu jj redick'in bloğunda yer vermesiyle ciddi tanınmışlar. Ondan sonra ver elini Letterman, Conan, Lollapalooza ve dizi soundtrackları.

Tür olarak indie folk icra ediyorlar. Davulcuları Curtis Marrero dışında bütün elemanlar ne bulurlarsa çalıyorlar sanki. Marlana Sheetz'in sesi sakinleştirici etkisi yapıyor.

Şarkıların hepsi birbirinden güzel, 1957'nin klibi ise iç burucu. Klipteki kız gibi pembe peruklarla arzı endam eden biri olduğum için ister istemez favorim oldu.
Soundtracklarda yer alan Whats The Matter ise loopa alınacak şarkılardan.

Sonadan gelen edit; kliplerde seri yapmışlar arka arkaya izleyin ;)

Şimdi yapın bu kek'den mutlaka, çayınızı kahvenizi de alın geçin karşısına klipleri izleyin. Hava yağmurlu zaten  tam uyar şarkılar.

Afiyet olsun efenim...İyi dinlemeler...

Kanlı Halloween

Bu Halloween bizim için pek "kanlı" geçti.

Bol bol yedik, fal baktık, şarkılar da eşlik etti.

Bir playlist hazırladım vampir temalı.

Ve uzun zamandır yapmayı planladığım, merak ettiğim yemekleri yaptım.

İlk olarak pasta yaptım. Klasik hepimizin bildiği pandispanya. iki kek kullandım ben, ikinci kekin tabanında da, cupcake'lar yaptım.
Yabancı sitelerde görüyordum bu cupcake'ları özeniyordum.
Ve Jelibon'un Vampirleri olmasaydı eksik kalacaktı her şey.

Jöle olayını pek severim. Nar'ı da severim. Dr Oetker'in çilek jölesiyle nar birlikteliği pek güzel oldu, çok beğendik ve yakıştırdık. Kan temamıza da gayet uydu. Pıhtı gibi durdu narlar.



Pastanın dışına da çilek sos kullandım. Tabi onun içine de bir fiske gıda boyası ekledim. Çilek sos da da var. Ama dediğim gibi az kullanmakta yarar var ki yaptıklarınızın tadını değiştirmesin. Boya tadından ben pek hoşlanmıyorum açıkçası.

İçi ise başka alemlerdeydi. Uzun zamandır bal kabağının pastanın içinde nasıl duracağını düşünüyordum.
Kabak tatlısı yapar gibi kabakları yapıp, sonra hand bleanderdan geçiriyorsunuz. Sonra pastanın katlarına sürüp, üstüne ceviz döküp sonra bir sıra krem şanti sürüyorsunuz.
Kabak tatlısı gibi olmuyor tadı, çok farklı değişik bir pasta kreması oluyor. Ben mesela bu pastayı her sene yapacağım o anki konseptime göre. Bir Halloween kalsiği olacak, kabak çorbası ile.




O kanlı cupcake'ların içinde de karadut reçeli vardı.


Asıl kabak tatlısı gibi bu cupcakelar oldu.



Veee geleneğimiz kabak çorbası. Onun tarifini geçen sene vermiştim blogda. Pringles ile harika oldu.

Biz güzel bir Halloween geçirdik. 

Bu kolay tarifleri denemenizi öneririm. 

Afiyet olsun efenim... İyi dinlemeler...

İçi Kek Truffle'lar, Türk Kahvesi ve Eisley.

Ekmek makinesinden bir önceki postta bahsetmiştim. İşte onda kek yapmayı denedi annem. Pek olmadı, aslında tadı süper oldu ama çıkaramadı kalıptan dağıldı. Hal böyle olunca iki kalıp keki atacak halimiz yoktu tabii, bizde ekmek bayiinden bayılarak aldığımız çikolata topu şeklindeki kek truffle'lardan yaptık. Çok güzel oldu ne yalan söyleyeyim.

Malzemeler ; kek (parçalamak sureti ile)

ceviz

sıvı yağ

bir arada tutmak için çiğ krema yada labne peyniri de olabilir.

onları top haline getirip ben marie usulü erittiğimiz iki kalıp çıkolataya biraz da tereyağı ekleyip kek topları eritilmiş çikolataya batırıp yağlı kağıt üstüne koyuyorsunuz. Tüm topları yapınca bir süre buzlukta bekletiyorsunuz ki şekillerini alsınlar. Sonrası afiyetle yemekte.

Yani normal truffle'ın kek versiyonu oluyor.

Müzikler bölümünde Teksas'lı grup Eisley'in playlistini yapıp en sevdiğim şarkılarını bir çatıda topladım. Ben pek severim bu grubu. Sanırım blogda hep aile grupları paylaşıyorum, bunlarda kardeş kuzen vs.
Sherri DuPree'nin tumblr bloğunu severek takip ediyorum. Evet kızın saçlarının fanıyım kabul ediyorum. Şarkıları da beni cezbediyor. Bazen ne dinlesem diye çok kafa patlattıktan sonra gerisin geri ya Emile Autumn yada Eisley'e gelirim.

En sevdiğim şarkıları Memories. Aşağıda da sizin için seçtiğim klipleri mevcut.

Bol köpüklü sade, acı ve sert türk kahvesi, kek truffle'lar ve Eisley. Güzel zaman geçirtirler insana, tavsiye ederim.

Afiyet olsun efenim, iyi dinlemeler...

Tarator! İmparator! Transformers!

Dün akşam bir anda çağırdığımız misafirlere annem Tarator yapalım hadi dedi. Çocukluğumdan beridir çok sevdiğim bir lezzet olduğu için sevindim, mutlu oldum. Eskiden Tarator diyince aklıma Transformers gelirdi ne alakaysa. Efe ilk duyunca İmparator muuu? dedi ve mantıklıydı.

Bu sabah yine yaptım yaparken bir yandan beni ne dinlesem çilesinden kurtaran bandcamp sayesinde Elsiane albümüne takıldım ve yine harika bir grupla tanışmış oldum.

Beni cezbeden illustrasyon oldu ne yalan söyleyeyim. Araştırdığım kadarıyla Kanadalı bir grupmuş, Hybrid albümleri çok güzelmiş (oda başka bir postun konusu) trip hop icra ediyorlarmış.



Neyse biz dönelim Transformers'ımıza :)

Çok pratik bir meze aslında. Çayla harika oluyor. Beyaz peynir yada lor peyniri (ben azıcık labne de ekledim) domates salçası, biber salçası varsa biber salçası da ekleyebilirsiniz, çemen (dedem harika çemen yapar onun çemeni görüldüğü üzere dibini bulduk) çemen yok ise baharat ve zetinyağı, tuz. Bunları karıştırıp ekmeklere sürüyorsunuz, işte tarif budur.

Arçelik'in Ekmek makinesi Ekmekçim aldı annem. Muhteşem bir aletmiş. Çift hazneli olması nedeniyle bir seferde iki ekmek yapılabiliyor. Ve ekmeğin tadı inanılmaz lezzetli. Ben genelde tam buğday ekmeği yiyorum. Normalde esmer ekmeklerden hoşlanmazdım ama bunun tadı süper. İncecik bir dilim ekmekle 3 dilim ekmek yemişçesine doyuyorsunuz. İçinde ne olduğu belli, ne yediğiniz belli. Kesinlikle tavsiye ediyorum herkese.

Afiyet olsun efenim, iyi dinlemeler...

Bohem Mantı ve First Aid Kit

 

Bugün yemekler ve müziklerde kolayca yapılabilen bir mantıya yer vereceğim.

Bu tarif Sosyete Mantısı olarak bilinir. Sanırım yufka ile yapıldığından dolayı bu adı almış olmalı.

Ben Bohem mantı diyorum kendisine

Gerekenler;

1 kg yufka

200 gr kıyma

2-3 tane soğan

1 kaşık domates salçası

tuz, karabiber

Sosları İçin;

yoğurt

sarımsak

tuz

1 kaşık domates veya biber salçası (benim favorim biber tabii)

zeytinyağı

İçini yaptıktan sonra, aşağıdaki gibi sarıyoruz. Ve fırına atıyoruz.

Müzikler bölümünde İsveçli folk grup First Aid Kit var. Klara & Johanna Söderberg kardeşlerin oluşturduğu grup 2007 yılında kurulmuş. Şarkılarında Fleet Foxes'dan etkilenen grup onların Tiger Mountain Peasasnt Song şarkılarını da başarılı bir şekilde coverlamışlar. İlk albümleri The Big Black & The Blue'yu 2010 yılında çıkaran ikili baya tanınıp sevildi.

2012 itibariyle son albümleri The Lion's Roar'ı çıkaran kızlar bu ünlerini pekiştirdiler.

Tarzları, duruşları, müzikleri ile gayet kendilerini sevdiren ikili pek de küçüklermiş esasen.Joanna 90'lı Klara ise 93'lüymüş.

Onların yaşındayken bizler neler yapıyorduk diye ister istemez geçirdim içimden :)

Benim en sevdiğim şarkıları I Met Up With The King. Şarkının rahiası, müziği özellikle hoşuma gidiyor.

Bu şarkıları da klibini pek sevdiğim ve hatta rüyama girmelerini sağlayan Ghost Town şarkıları.

Hakikaten pek hoş bir klip renkleriyle insanı rahatlatıyo


Ve son albümlerinin ikinci klip şarkısı Emmylou'ya geldi.

Özellikle ben şarkının "I’ll be your Emmylou and I’ll be your June if you’ll be my Graham and my Johnny too!"

nakaratını pek sevdim.

Yemeğimiz de bu şekilde pek folk duruyor hemen mideye indirmek en güzeli

Afiyet olsun efenim, iyi dinlemeler...

Kolay Ve Çok Lezzetli Bir Tavuk Yemeği ve Gaelic Storm

Gaelic Storm Kiss Me I'm Irish

Bugün Selin in bloğunda bu güzel şarkı ile karşılaştım. Çok güzel yahu.Ve yemek yapılırken dinliyordum.Yemeğe gelirsek, çar çabuk olabilecek harika bir tat.

Gerekenler;
1 paket mantar çorbası

1 paket fırın tavuk harcı
1 paket çiğ krema
tavuk

Aslında tarifi anlatan Nalan abla tavuğun beyaz etini soteleyip öyle yapıyormuş ve o versiyonu daha güzelmiş. Bir daha yaptığımda öyle deneyeceğim, o versiyonu da eklerim bloğa. Biz bugün tavuk pirzola ile yaptık.

Tavukları bir kaba alıp, üstüne tüm malzemeyi boca ediyorsunuz.

Ve iyice tavukları buluyorsunuz.

Sonra fırın torbasına hepsini koyup fırına atıyorsunuz.

Bu kadar basit işte. Çıkınca süper bir lezzetle karşılaşıyorsunuz.

Aslında yanına pilav ve salata çok iyi giderdi lakin bugün hemen çıkacağımız için vaktimiz yoktu böyle göstereyim dedim. Bir sonraki versiyonunda yaparım artık ;)

Müzikler kısmında İrlandalı folk grup Gaelic Storm var. Onların şarkılarını Titanic filminden hatırlarsınız. Hani içip dans ettikleri sahnelerde arkada onların An Irish Party In Third Class şarkıları çalınıyordu. En güzel şarkıları sanırım Kiss Me I'm Irıs olsa gerek. Ben folk müziği pek sevdiğim için tam bana göreymiş. Zaten İrlandalı müzisyenlerin hastasıyım (Bono hariç) Bu grupla tanıştırdığı için Selin'e de ayrıca teşekkürler diyorum.

Afiyet olsun efenim, iyi dinlemeler...

Pazar Kahvaltısı ve Cavalleria Rusticana

Emrico Caruso " O Lola c'hai di latti la cammisa"

Çok kahvaltı eden bir yapım yoktur, genelde bir çay yada kahve ile başlarım güne.

Lakin arada çok sevdiğim yiyecekler, sessiz sakin dupduru bir sabah ve güzel bir sohbet ile olana hayır diyemem.

Bugün ekmeklerin üstüne zeytin yağı döküp, soğan, peynir ve yumurtayı karıştırıp sürdüm, kekik ve kırmızı pul biber ektim azıcık. Fırına attım, üstleri kızardı.

Mis gibi bir ege kokusu evi sardı.

Güzel bir sohbet ile yemek harikaydı.

Mario del Monaco "O Lola ch´hai di latti "

Luciano Pavarotti - O Lola Ch'Ai Di Latti La Cammisa

Müzikler bölümünde Sicilya'dan Pietro Mascagni'nin ölümsüz eseri Cavalleria Rusticana da Turiddu'nun sevdiği Lola'ya söylediği bölümdür.
Bende onu şimdiye kadar en iyi söylemiş olan isimlere yer verdim.
Cavalleria Rusticana birçok filme ilham olmuş bir eserdir. Son dönemlerde Two Lovers'ı görebiliriz. Ve Martin Scorsese yapımı Raging Bull'un açılışında duyabiliriz.

Ama sanırım en önemli yapım The Godfather'dı. 3. filmin son sahnesini hatırlarsınız.

Bugün izlediğimde halen gözlerim doluyor. Her şeyi çok etkilemişti beni.
Ve Cavalleria Rusticana 'dan çalıyordu arka fonda.

Şimdi kahvaltıdan birkaç saat sonra güzel bir keyif kahvesi yapmalı. Bitter çikolata ile tabii.

Afiyet olsun, iyi dinlemeler...