2010/12/05

Mika&Pırasa



İlk post olarak hayatımda yaptığım ilk yemeği yapmak istedim. Evet yaptığım İlk yemek Pırasa'yadı.




Pırasa yapmak çok kolay. İlk yaptığım zaman sanırım Lise 1'de falandım. Kardeşim hastaneye kaldırılmıştı ve benim eve yemek yapmam gerekti.
Pırasa'yı soyup kalın kalın doğruyorsunuz, bir arkadaşım ilk yaptığında incecik, incecik kıymış sonrasında tabi piştiğinde erimiş. Kalın koca koca doğrayın. Sonrasında havuçları ister dilim dilim, ister rende, isterseniz küp küp doğrayıp içine atın.

Took a right to the end of the line
Where no one ever goes.
Ended up on a broken train with nobody I know.
But the pain and the {longings} the same.
{When you're dying
Now I'm lost and I'm screaming for help.}

Sonrasında şarkımızı bir yandan dinlerkene, salça'yı, zeytinyağını, tuzu, limon suyunu bir ayrı kapta karıştırırken, kafamıza takılan her şeyin muhasebesi geliyor üşüşüyor aklımıza. Şimdi aklıma geldi, hep güldüğüm şey yemekleri sahiplenmedir. Yani şöyle ki; "salçamı ekliyoruuuum, sonrasında tuzumdan da bir çimdik" gibi.


Relax, take it easy
For there is nothing that we can do.
Relax, take it easy
Blame it on me or blame it on you.

Burada iyice gaza geliyorum ben, "Relax! teyyyk it iysiiiii" diye diye şu hayatta en iyi anlaştığım düdüklü tenceremin (bak bunu sahiplenirim!) içine tüm malzemeyi içine koyup üstünede bir avuç princi boca edip kapağını kapatıyoruz. Düdüklüde çabuk pişiyor.

Sonrasında böyle bir görüntü ve güzellik karşılıyor bizleri.
Şarkıdaki gibi iyice rahatlayıp yemeli.
Bu arada ben fazla Mika dinlemezdim, son günlerde ise bu şarkıya fena taktım. Mika'nın 2007 çıkışlı début albümü "Life in Cartoon Motion" dan olan "Relax, Take It Easy" nin bir çok versiyonu var. Benim en beğendiğim piano eşliğindeki avrupa maksi single'ındaki akustik versiyonu. Maalesef onu bulamadım, zaten bu yemeğin temposuna da bu orjinal versiyonu giderdi.



Afiyet olsun efendim. İyi dinlemeler.

Hiç yorum yok: